Gazi Muhtar Paşa Sokak
- Ata Şen
- 10 Kas 2022
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 12 Kas 2022

Kadıköy Feneryolu'nda bir sokak: Gazi Muhtarpaşa Sokağı. Paşa ve sokak hakkında kısa ve ilginç bilgiler... Feneryolu ve Kadıköy'le ilgili daha fazla bilgi kurduğum internet sitesi www.feneryolumahallesi.com/blog 'da
Feneryolu’ndan geçen Bağdat Caddesi’ni Profesör Doktor Fahrettin Kerim Gökay Caddesi’ne bağlayan uzun ve dönemeçli yola “Gazi Muhtarpaşa Sokağı” denir.
Gazi Ahmet Muhtar Paşa, 1875’de Molla Gürani’deki konağını satmış, Feneryolu’nda değişik şahıslardan aldığı parsellerle 63 dönümlük arsaya yeni konağını yaptırmıştı. Bu arada Yaver Ağa’dan da büyük bir arazi parçası alarak arsasına katmıştı.
1870’li yıllarda yaşayanlardan intikal eden bilgilere göre, Yaver Ağa’nın Gazi Ahmet Muhtar Paşa’ya sattığı arsa üzerinde bir bağ evi bulunmaktaydı. Ağa’nın yaz aylarını burada geçirdiği, üzüm ve meyve yetiştirdiği bilinmektedir. Ancak ne iş yaptığı, asıl evinin hangi semtte olduğu öğrenilememiştir. Ağa’nın bir “siyahi” olduğu söylentisi vardır.
Gazi Muhtarpaşa Sokağı’nın eski adı Yaverağa Sokağı idi.
Gazi Ahmet Muhtar Paşa, aslen Bursalı bir aileden olup 1839 yılında doğmuş, aynı şehirdeki askeri okuldan sonra Harbiye’den mezun olmuş, 1862 yılında Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle orduya katılmıştı. Bir arkadaşı ile İstanbul’da kiraladıkları mütevazi bir odada civarın esnaf çıraklarına ücretsiz matematik öğretmeye başlamışlardı. Bu son derece gösterişsiz teşebbüs büyük bir ilgi görmüş, ileride kurulacak ve eşi olmayan ilim irfan yuvası Darüşşafaka’nın çekirdeğini teşkil etmiştir.
Paşa, orta boylu, geniş omuzlu, kahverengi saçlı, renkli gözlü, etrafına daima saygı telkin eden bir askerdi. Pek çok muharebeye katılmış, muhtelif yerlerinden yaralanmıştı.
Çok genç yaşta Mareşal olan Paşa, 93 Harbi olarak bilinen 1877 Osmanlı – Rus Savaşı’nda ordu umandanı olarak inanılmaz kahramanlıklar göstermişti. Fakat İstanbul’a döndükten sonra, halk arasında yayılan şöhreti Sultan Hamit’i kuşkulandırdığı için, 1883 yılında “Mısır Fevkalade Komiseri” olarak görevlendirilmiş, tam 23 yıl boyunca İstanbul’a gelememiştir.
Bu süre esnasında Paşa’nın ailesi geniş kadrosuyla yazları Feneryolu’ndaki konakta, kışları Kahire’deki İsmailiye Sarayı’nda geçirirdi.
Paşa büyük bir matematikçiydi. Takvimler üzerinde çalışmış, eserlerini Fransızca olarak bastırmıştı. Çeşitli kitapları arasında Genelkurmay Başkanlığı’nı 1996 yılında yayımladığı “Takvim’üs-Sinin” (Senelerin Takvimi) isimli çalışması gerçekten ilginçtir. Arabi, Rumi, Miladi senelerin ay ve günlerinin hatasız olarak karşılaştırılması, o dönemin imkanlarına göre başarılması güç bir uğraşıydı. Ayrıca, “Sergüzeşt-1 Hayatımın Cild-i Evveli” ve “Sergüzeşt-1 Hayatımın Cild-i Sanisi” isimli 2 ciltlik kitabı, hayatını, muharebelerini ve o yılların askeri ve sivil yaşamını aktaran çok kıymetli bir eserdir.
1908’de Meşrutiyet ilan edilince Mısır’dan Feneryolu’ndaki konağına gelen Paşa, kısa bir süre Sadrazamlık yapmış ve 2 Ocak 1919 tarihinde aynı konakta vefat etmiştir.
Bu yıllarda sokağın adı Yaverağa Sokağı ve ona dikey olan sokağın ismi de Yaverağa Çıkmazı idi. Paşa’nın vefatından çok sonra bu isimler değiştirilerek “Gazi Muhtarpaşa Sokağı” ve “Gazi Muhtarpaşa Çıkmazı” denmiştir.
1928 – 1930’lı yıllarda Yaverağa Sokağı’nın, adı günümüzde Profesör Doktor Fahrettin Kerim Gökay (o senelerdeki adı da Ziverbey Caddesi ) olan yola birleşen son 400 metresi, bırakın araçların geçmesini, insanların bile yürüyemeyeceği kadar çukurlar ve çöküntülerle doluydu. Sonraları değişik zamanlarda yapılan tamirlerle hem yapısı hem de ismi değiştirilerek Gazi Muhtarpaşa Sokağı dendi.
Comments